TEŞHİR ETMEK GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN YETERLİ Mİ? - Et Tavuk Piyasası

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
TEŞHİR ETMEK GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN YETERLİ Mİ?

TEŞHİR ETMEK GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN YETERLİ Mİ?

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Kuru Teşhir etmenin gıda güvenliği için yeterli olmadığını söyleyerek, Ekonomik kazanç için ürünlerde yapılan sahtecilik yani taklit ve tağşiş uygulamalarının ortadan kaldırılması için denetimlerin daha da sıkılaştırılması gerektiğini belirtti. Bu konuda çözümü sadece Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından beklemenin doğru olmayacağını, bu konuların çözümü için yapılacak çalışmalara herkesin destek olması gerektiğini vurgulayan Kuru, Bu noktada Gıda Mühendisleri Odasının her zaman göreve hazır olduğunu sözlerine ekledi.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Kuru yazılı olarak yaptığı açıklamada, “Daha fazla ekonomik kazanç için ürünlerde yapılan sahtecilik yani taklit ve tağşiş uygulamaları, tarih boyunca başta tüketiciler olmak üzere perakendeciler, ithalatçılar ve bu tür hammaddeleri kullanan üreticilerin gıda sektörüne olan güvenlerinin sarsılmasına sebep oldu.
Bu alandaki ilk bulgular binlerce yıl öncesine dayanmakta ve zeytinyağı, çay, şarap ve baharat gibi farklı gıda türlerinde yapılan bu sahteciliklerin kanıtları günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde sahtecilik artan rekabet şartları ve düşen kar marjları sebebi ile gıda sektörünün geneline yayılmış durumdadır.

Gıda sahteciliği gıda sektörünün hızla küreselleşmesiyle birlikte Türkiye’de ve dünyada çok hızlı yayılmakta ve etkilerini yine küresel olarak gösterebilmektedir. Bu küresel ticaretin yapısı gereği tespit edilen vakaların kasıtlı veya kasıtsız olduğunun da tespit edilmesi gün geçtikçe daha zor hale gelmektedir. Bazı durumlarda tıpkı 2014 yılında Avrupa’nın birçok ülkesini etkileyen at eti skandalı gibi devletler düzeyinde kapsamlı bir araştırma ile sonuçlara ulaşılabilmektedir.

Türkiye gibi gıda sektöründe kullanılan hammadde çeşidinin %90’dan fazlasında yurtdışına bağımlı bir ülkede ise yeterli denetim ve kontrol olmaması ciddi gıda güvenliği riskleri oluşturabilmektedir. Ülkemizde yapılan taklit ve tağşiş tespitlerinin genelinin son tüketici ürünlerinde olması bu riski daha fazla arttırmaktadır. Çoğu gıda taklit ve tağşiş uygulaması gerçek halk sağlığı riski oluşturmadığı ve ürün kalitesince ciddi değişikliklere sebep olmadığı sürece tespit edilememektedir. Bu sebeple gıda sahteciliğinin boyutları gerçek anlamda bilinememekte, tespit edilen taklit ve tağşiş uygulamaları ise gerçek taklit ve tağşiş sayısı, çeşidi, sebep olduğu ekonomik kayıplar ve halk sağlığı riskinin yanında çok küçük bir sayıyı oluşturmaktadır.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca, taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen, aralarında et, süt ürünleri ile içeriğinde ilaç etken maddesi tespit edilen takviye edici gıda, bitkisel yağ, alkolsüz içecek, bitkisel çay, baharat, çikolata ve kahvenin yer aldığı 57 parti ürün 01.01.2016 tarihinde yapılan duyuruda kamuoyu ile paylaşıldı. Tabiki bu
sayılar buz dağının görünen yüzü. Yapılan denetimler her geçen yıl artsa da etkinlik ile ilgili hala çok fazla yapmamız gereken çalışmalar var. 2015 yılında gerçekleştirilen 724 bin 379 resmi kontrol denetimini de bu bilgiler ışığında değerlendirmek lazım.

Ayrıca 2012 yılından itibaren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının resmi internet sitesi olan www.tarim.gov.tr adresinden taklit veya tağşiş firma ve ürünler ile ilgili kamuoyuna duyurular yapılmaktadır. Bu duyurularda tekrarlanan sorunlarla alakalı ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? Bu uygulamanın etkinliği ne kadar ölçülebilmektedir? Bu tür soruların cevabının kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının resmi internet sitesinden yapılan duyuruda “kişilerin sağlığını tehlikeye düşürebilecek şekilde laboratuar analizleri neticesinde içeriğinde ilaç etken maddesi tespit edilen ürünler, masrafları sorumlusuna ait olmak üzere piyasadan toplatılmakta ve ürünlerin mülkiyeti kamuya geçirilmektedir”
denilmektedir. Bu duyuruda ve bundan önceki duyurularda paylaşılan bu konu hakkında yapılan çalışmaları ve rakamları Bakanlığın kamuoyu ile paylaşması gerekmektedir. Çünkü konu ile alakalı kamuoyunun merakı söz konusudur.

Yine aynı duyuruda paylaşılan “Kamuoyuna duyuru uygulamasının temel amacı tüketicinin sağlığı ve menfaatinin korunması ve sektörde haksız rekabetin önlenmesidir” söyleminde değinilen haksız rekabetin önlenebilmesi için denetimlerin etkin bir şekilde olması, etkin bir izlenebilirlik sisteminin kurulması ve bu tarz çalışmalarda daha şeffaf bir yapı olması zorunludur. Yukarıda bahsedilen konuların hepsinin ayrı ayrı ele alınması gerekmesine rağmen yazı çok uzayacağı için çok fazla
girilmemiştir.

Çözümü sadece Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından beklemek doğru
değildir. Bu konuların çözümü için yapılacak çalışmalara herkesin destek olması gerekmektedir. Bu noktada Gıda Mühendisleri her zaman göreve hazırdır. Gıda Mühendisleri Odası olarak Bakanlığa sunduğumuz “Gıda Danışmanlığı Projesi” “Hijyenik Dizayn Projesi” gibi projelerimizle ve bundan sonra sunacağımız projelerde gıda güvenliği için çözümler üretmeye çalışmaktayız ama Bakanlığın verilen destek ve önerilere daha açık olmasına ihtiyaç vardır.

2016 yılında gıda güvenliği için yapılacak çalışmaların daha iyiye gideceğini ümit ediyoruz ve yapılan çalışmaların takipçisi olacağız” dedi.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?



BİRDE BUNLARA BAKIN

Facebook Sayfamız